4 Nisan 2024 Perşembe

Akyakalılar İmar Planı Revizyonuna yeniden dava açtılar

Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının ilk kez 2020 yılında gündeme getirdiği Akyaka İmar Planı Revizyonu Akyakalıların yoğun itirazı ve açtıkları dava sonrasında iptal edilmişti. Bakanlık sonraki süreçte  iki kez daha plan değişikliği askıya çıkarmış ve  yine Akyakalıların itirazları ve açtıkları davalar sonucunda plan değişikliği geçirilememişti. Son olarak 2024 yılı Ocak ayında dördüncü kez askıya çıkarılan plan revizyonuna karşı Akyakalılar yeniden itiraz etmişlerdi. MUÇEP Gökova Meclisinin girişimi ile son plan değişikliğinin de  iptal edilmesi için 3 Nisan 2024 tarihinde bir kez daha dava açıldı. Dava Muğla 2. İdare Mahkemesinde görülecek.

Açılan davada, söz konusu plan değişikliğinde önceki plan değişikliklerinde itiraz edilen ve iptal gerekçesi olan hususların aynen tekrarlandığı ifade edilerek  yürütmenin durdurulması ve plan değişikliğinin iptali talep edildi.

Gökova Meclisi üyeleri, Bakanlığın Gökova Özel Çevre Koruma Bölgesi içerisinde ve Yavaşkent statüsünde bulunan Akyaka'nın korumasını değil imar rantları yaratmaya odaklı plan değişikliği yapmaya çalıştığını ifade ederek bu girişimlere  karşı sonuna kadar mücadele ederek izin vermeyeceklerini bildirdiler. Gökova Meclisi tarafından Ocak ayında yapılan açıklamada Bakanlığa çağrı yapılarak "Yargının verdiği kararı dikkate alın ve bu rant projesindeki ısrarınızdan  vaz geçin.  Geçekten  'koruma amaçlı' bir plan hazırlamak istiyorsanız Akyakalılara kulak verin ve Gökova ÖÇKB Yönetim Planını masanıza alın. İmar plan değişikliğini Yönetim Planına uygun şekilde,  yerel paydaşlarla birlikte hazırlayın. Gökova Meclisi ve yerel sivil toplum örgütleri olarak bu şekilde hazırlanacak bir imar plan değişikliğine destek vereceğimizi ve tarafı olacağımızı bir kez daha  ifade etmek istiyoruz. Aksi durumda, rant projelerine sonuna kadar karşı durmaya devam edeceğiz ve geçit vermeyeceğiz" denilmişti.

24 Mart 2024 Pazar

Akyaka'da kıyı işgali davası beraatle sonuçlandı: Kıyılar herkesindir!

Kıyı işgallerine karşı yurttaşların ülke genelinde yürüttükleri mücadelelerin bir örneği de Akyaka'da veriliyor. İki yıl önce Muğla Vakfı'nın işlettiği Akyaka Orman Kampında kıyı ve piknik alanlarını şezlonglarla kaplayarak yurttaşların kıyı ve piknik alanlarını serbestçe kullanmasını engelleyerek ticari kullanım alanına dönüştürmesine karşı Akyakalılar olarak protesto eylemleri gerçekleştirmiştik. Bu eylemlerimiz tamamen barışçıl ve anayasal haklarımızın kullanılması çerçevesinde olmasına karşın işletmeci tarafından güya ticari faaliyetlerini engellediğimiz ve şezlonglarını kırdığımız gerekçesi ile hakkımızda suç duyurusunda bulunulmuştu.

MUÇEP Gökova Meclisi'nden yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:

"Davanın bugün görülen dördüncü duruşmasında karar çıktı.  Bu yargı kararı ile yurttaşların kıyılardan yararlanmalarının anayasal ve yasal hak olduğu kesinleşmiş oldu. İsnat edilen suçlardan beraatimize karar verilirken,  kamusal alanların işletilmesi için yapılan kira sözleşmelerinin işletmeciye  yurttaşların kamusal haklarını ortadan kaldırma hakkı vermediği, buna karşı yapılan protestoların da yine anayasal hak olduğu ifade edildi. İşletmecinin protesto eylemi sırasında şezlonglarını kırdığımız şeklindeki suçlaması da gerek şahitlerin dinlenmesi, gerekse video kayıtlarının incelenmesi sonucunda doğru olmadığı kanıtlandı ve mahkeme kararı ile kesinleşmiş oldu. İşletmecinin zaten eski ve kırık olan şezlonglarını sanki eylemciler kırmış gibi göstermeye kalkması da yine mahkeme kararına yansıdı.

Bu karar, benzer mücadele yürüten ve benzer suçlamalarla karşı karşıya kalan tüm yurttaşlar için örnek oluşturan önemli bir kazanımdır. Gökova Meclisi olarak bu kazanımımızdan da güç alarak bölgemizdeki tüm kamusal alan işgallerine karşı yürüttüğümüz mücadelemizi daha da yükseleteceğiz ve tüm işgaller kaldırılıncaya kadar kararlılıkla sürdüreceğiz."











12 Şubat 2024 Pazartesi

MUÇEP Gökova Meclisi 2024 Yerel Seçim Bildirgesi

Gökova alt havzasında her geçen gün ağırlaşan sermaye odaklı saldırılara karşı MUÇEP Gökova Meclisi olarak doğa koruma alanlarını, ortam yaşam alarını koruma mücadelesi  veriyoruz.  Özel Çevre Koruma Bölgesi olmasına karşın Gökova ne yazık ki korunmamakta, ekolojik tahribat artmaktadır.  Birçok kurumun sorumlu olduğu bu tahribatta en büyük pay ne yazık ki Ula Belediyesi'ne düşmektedir. 

Gökovalılar olarak yıllardır yaşadığımız ve güncel olarak devam eden sorunlara bakıldığında öne çıkan sorunları şu şekilde sıralayabiliriz:

1) Özel Çevre Koruma ve Nitelikli koruma alanı statüsünde olmasına rağmen özellikle kıyı alanlarında olağanüstü boyutlarda kaçak yapılaşma söz konusudur. 'Tiny house', 'karavan' veya 'konteynır' adı altında imar kanununa, kıyı kanununa ve özel çevre koruma hükümlerine aykırı olarak çok sayıda konut inşa edilmekte, adeta yeni mahalleler oluşturulmaktadır. Yasaya aykırı bu yapılaşmaya karşı Ula Belediyesi sessiz kalarak yol vermektedir.

2) Belediyeler Kanununa göre  kurulması zorunlu olmasına rağmen halkın karar alma sürecine katılma araçlarından  birisi olan Ula Kent Konseyi yıllardır kurulmamıştır. 

3) Akyaka Yavaşkent statüsü olmasına rağmen yavaşkent anlayışına ve kriterlerine uygun hiçbir eylem planı geliştirilmemekte, yaşam kalitesi her geçen gün daha da kötüleşmektedir.

4) Akyaka'nın trafik sorunu başta olmak üzere birçok altyapı, koruma alanlarının korunmaması sorunları varken, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından  bu sorunları çözmek yerine sorunları çok daha arttıracak Akyaka İmar Planı Revizyonları gündeme getirilmektedir. Bu planları durdurmak için Ula Belediyesi girişimde bulunmamakta, Akyakalılar Bakanlığa karşı mücadelede yalnız bırakılmaktadır.

5) Gökova Özel Çevre Koruma Bölgesi'nde  doğa koruma alanlarındaki baskıların kaldırılması, altyapı sorunlarının  çözümü için atılacak adımları içeren ve yerel sivil toplum örgütlerinin önemli katkısı ile Gökova Özel Çevre Koruma Bölgesi Yönetim Planı hazırlanmıştır.  ÇŞID Bakanlığı bu planı onaylamış olmasına karşın hala uygulamaya alınmamıştır. Yönetim Planı'nın paydaşlarından birisi olmasına karşın  Ula Belediyesi planın uygulanması yönünde iradesini ortaya koymamakta, plana sahip çıkmamaktadır.

Gökova Meclisi olarak  çözümü için mücadelesini verdiğimiz bu temel sorunları bir kez daha kamuoyunun dikkatine sunarak seçime katılacak tüm Ula Belediyesi adaylarına çağrı yapıyoruz:

Ula  Belediyesi artık kaçak yapılaşmaya karşı sorumluluğunu yerine getirerek yasaları uygulama iradesi göstermelidir. Azmak ve deniz kıyılarında yasalara aykırı tüm işgaller kaldırılmalıdır.

Akyaka’da yavaşkent kriterlerine uygun olarak, araç odaklı değil insanı ve doğayı koruma odaklı bir trafik düzenlemesi için Akyakalıların katılımı ile ortak çözümler geliştirilmelidir.

Yasal zorunluluk olmasına rağmen yılan hikayesine dönüşen Ula Kent Konseyi artık kurulmalı ve demokratik yerel yönetim anlayışı ile bağdaşmayan bu utanca son verilmelidir.

Ula Belediye Yönetimi, Bakanlığın hazırladığı rant odaklı planlara karşı Akyakalılarla birlikte harekete etmeli, Gökova ÖÇKB Yönetim Planının uygulamaya alıdıktan sonra, yönetim planı ile uyumlu imar plan değişikliklerinin yapılması için Akyakalılarla birlikte hareket etmelidir.

Gökova ÖÇKB Yönetim Planında yer alan, Akyaka'nın yavaşkent kriterlerini de içeren eylem planlarının gerçekleştirilmesi için stratejik planlama çalışması yapılmalıdır. Şeffaflık ve hesap verebilirlik ilkeleri ile yürütülecek bu çalışmalara yerel halkın katılımı sağlanmalıdır.

Gökova Meclisi olarak yaptığımız çağrı doğrultusunda seçim sonrasında da taleplerimizin takipçisi olacağımızı kamuoyuna duyururuz. 

Saygılarımızla,

Muğla Çevre Platformu Gökova Meclisi

23 Ocak 2024 Salı

MUÇEP Gökova'dan basın açıklaması: Akyakalıların Bakanlığın rant projesi ile sınavı devam ediyor

Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı 5 Ocak 2024 tarihinde Akyaka için yeni bir İmar Planı Revizyonunu web sitesinde yayınlayarak askıya çıkardı. 5 Şubata kadar askıda kalacak plan değişikliklerine itiraz süreci devam ediyor. Muğla Çevre Platformu Gökova Meclisi Akyaka İmar Planı  Revizyonu ile ilgili yaptığı değerlendirme sonrasında şu görüşleri paylaştı:

Akyaka imar planını değiştirme girişimlerinin geçmişini hatırlayalım

Bakanlığın ilk kez 2020 yılında gündeme getirdiği plan değişikliği, her ne kadar 'koruma amaçlı' olduğu ifade edilmiş olsa da rant amaçlı hazırlandığı gerekçesi ile Akyakalıların yoğun itirazı ile karşılaşmış ve Akyakalıların açtığı dava sonunda iptal edilmişti. İptal kararına Bakanlığın yaptığı itiraz Bölge İdare Mahkemesi tarafından red edilerek karar onaylanmıştı. 

Bakanlık, Danıştay'a taşıdığı davada yargı süreci devam ederken 2021 ve 2023 yıllarında iki kez daha aynı planı küçük değişikliklerle yeniden askıya çıkardı. Akyakalılar bu planlara da itiraz ederek yeniden dava açtı. Yargı süreçlerinin  tamamlanmasını beklemeden Bakanlık 2021 yılında gündeme getirdiği plan değişikliklerini şimdi neredeyse tıpa tıp aynen yeniden geçirmeye çalıştığına şahit oluyoruz.

Akyakalılar neden itiraz ediyor?

Bakanlığın ısrarla çıkarmaya çalıştığı bu plan değişiklikleri neden Akyakalıların tepkisini çekiyor biraz ona bakalım.  Şu an askıda olan ve öncekilerden çok farklı olmayan plan değişikleri ile Akyaka'nın temel sorunlarına hiç bir çözüm getirilmediği gibi sorunları çok daha ağırlaştıracak uygulamalar öngörülüyor:

  • Azmak kıyısında restoranların yasadışı işgalleri, kaçak yapıları kaldırılmak yerine 'günübirlik tesis' olarak plana işleniyor ve  yasal hale getiriliyor.
  • Ormanların korunması gerekirken orman alanlarında 'konut gelişim alanları' oluşturuluyor.
  • Çocuk oyun sahaları, parklar ve meydanlar daraltılarak rant alanlarına dönüştürülüyor. 
  • Konaklama kapasitesi yaklaşık sekiz kat arttırılarak altyapı sorunlarına çözüm getirmek yerine katlanarak arttırılmasına yol açılıyor. 
  • Akyaka merkezinde planlanan 4650 araçlık otopark ile  yaz aylarında yaşanan trafik kaosunun katlanarak artmasına yol açılıyor. İnsan odaklı değil araç odaklı bir yaklaşımla planlama yapıldığı, Yavaşkent kriterlerinin dikkate alınmadığı anlaşılıyor.
  • Her ne kadar son planda adına marina denilmesinden vaz geçilmiş olsa da adeta bir marinaya hizmet vermesi amaçlanan ticari alanlar tesis ediliyor.
  • Plan hazırlanırken ne Muğla Büyükşehir Belediyesinin, ne Ula Belediyesinin ne de Orman Bölge Müdürlüğünün uyarıları dikkate alınmıyor.
  • Akyaka'nın Yavaşkent statüsü ve Gökova Özel Çevre Korum Bölgesi Yönetim Planı esas alınmadan planlama yapılıyor. 2020 yılında yerel paydaşların katılımı ile hazırlanan ve bizzat Bakanlık tarafından onaylanan Gökova ÖÇKB Yönetim Planı aslında Yavaşkent kriterleri de dikkate alınarak  Akyaka'da yaşanan birçok sorunun çözümüne dair eylem planlarını içeriyor. Yerel sivil toplum örgütlerinin de katıldığı ve desteklediği bu plan nedense Bakanlık tarafından dikkate alınmadan ısrarla o planla tamamen çelişen imar plan değişiklikleri yapılmaya çalışılıyor.  

Gökova Meclisi olarak askıdaki rant projesine karşı da itirazlarımızı yapacağız ve iptali için yeni bir dava açacağız. Yapılmak istenen plan değişikliklerinin mahkeme kararları ile kamu yararına olmadığı ortaya konulmuşken, Akyakalılar bu planları istemediğini net bir şekilde ifade etmişken Bakanlığın yargı kararlarını tanımayan, halkın taleplerine kulak asmayan, Yönetim Planını hiçe sayan bu tutumunu anlamakta güçlük çekiyoruz. Bakanlığa daha önceki  plan değişikliği girişimlerinde yaptığımız çağrıyı bir kez daha yinelemek istiyoruz: 

Yargının verdiği kararı dikkate alın ve bu rant projesindeki ısrarınızdan  vaz geçin.  Geçekten  'koruma amaçlı' bir plan hazırlamak istiyorsanız Akyakalılara kulak verin ve Gökova ÖÇKB Yönetim Planını masanıza alın. İmar plan değişikliğini Yönetim Planına uygun şekilde,  yerel paydaşlarla birlikte hazırlayın. Gökova Meclisi ve yerel sivil toplum örgütleri olarak bu şekilde hazırlanacak bir imar plan değişikliğine destek vereceğimizi ve tarafı olacağımızı bir kez daha  ifade etmek istiyoruz. Aksi durumda, rant projelerine sonuna kadar karşı durmaya devam edeceğiz ve geçit vermeyeceğiz.

Kamuoyuna Saygılarımıza,

Muğla Çevre Platformu Gökova Meclisi

Eşsözcüler: Candan Süsoy, Serdar Denktaş

8 Ocak 2024 Pazartesi

Akyaka için yeni imar planı revizyonu askıya çıktı

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Akyaka için hazırladığı yeni bir imar plan revizyonunu 5 Ocak 2024 tarihinde askıya çıkardı.

Bakanlığın 2020 ve 2022 yıllarında askıya çıkardığı daha önceki iki revizyon planı Akyakalıların açtıkları dava sonrasında iptal edilmişti. MUÇEP Gökova Meclisi askıya çıkarılan yeni plan değişikliğini inceleyerek bir rapor hazırlamak üzere çalışmalara başladı. 

Gökova Meclisi, daha önce iptal edilen plan değişikliği süreçlerinde olduğu gibi yine Akyakalıları, sivil toplum örgütlerini, siyasi parti örgütlerini ve ilgili kurumları davet ederek genel bir değerlendirme yapmayı ve sonuçları kamuoyu ile paylaşmaya hazırlanıyor. Bu değerlendirme sonuçlarına göre plan değişikliği uygun bulunmazsa  yeni bir dava süreci gündeme gelebilecek.

Askıya çıkarışan plan değişikliği ile ilgili dokümanlara Muğla Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü web sitesinden ulaşılabilir 

28 Aralık 2023 Perşembe

Muğla Su İnisiyatifi Kuruluş Bildirgesi Yayınladı


8 Kasım 2023 tarihinde Muğla genelinde 72 örgütün DSİ önünde ortak yaptıkları basın açıklaması ile başlayan süreçte Muğla Su İnisiyatifi kuruldu.

Geçtiğimiz yaz Bodrum Yarımadasında yaşanan şiddetli susuzluk sonrasında sivil toplum örgütleri harekete geçmişlerdi. Yaşanan susuzluğun gerekçesi olarak DSİ'nin termik santralleri işleten şirketlerle yaptığı su tahsisi protokolleri gösterilmişti. Sivil Toplum Örgütleri DSİ'nin Su Tahsisi Yönetmeliğine göre öncelikle halkın içme ve kullanma suyu ihtiyaçlarını karşılaması gerekirken baraj ve yeraltı sularını termik santrallere tahsis etmesini protesto etmiş ve bir basın açıklaması yapmışlardı. Yapılan açıklamada DSİ'ye protokolleri iptal etmesi çağrısı yapılmış ve 456 yurttaş aynı taleple kuruma dilekçe vermişti.

Eyleme katılan örgütler Muğla genelinde su hakkına el konulmasına karşı tüm boyutları ile mücadele kararı almışlar ve örgütlenme çalışmalarına başlamışlardı.  Örgütlenme çalışmaları tamamlandıktan sonra 28. Aralık 2023 tarihli bir kuruluş bildirgesi yayımlandı. 

Kuruluş Bildirgesinin tam metni aşağıdadır.


Muğla Su İnisiyatifi Kuruldu

Değerli Muğlalılar, Yaşam Savunucuları,

Çok değil, henüz su kaynaklarının sonsuz olduğuna inanıldığı,  İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nin imzalandığı 1948 yılında, suyu  insan hakkı olarak tanımak kimsenin aklından bile geçmemişti. Aradan geçen sadece 60 yıllık sürede su ortak varlıklarının sermaye tarafından kuşatılmasıyla, dünyanın su kaynakları hızla yok edilmeye ve kirletilmeye başlandı. Tüm canlıların yaşamı için gerekli olan suyun azalmasından en çok etkilenen halklar ayağa kalktılar ve suyun insan hakkı olarak tanınması için büyük bir mücadele başlattılar.  2010 yılına gelindiğinde,   Birleşmiş Milletler nihayet su hakkını insan hakkı olarak tanıdı.  Ancak bu yasal kazanım, su kaynakları etrafında devlet sermaye işbirliğinde yürütülen kuşatmanın önüne geçmek için yeterli olmadı. Bu kuşatma kaldırılamadığı sürece, gelecekte dünyayı çok daha kötü günlerin beklediği de ortada. Su savaşları çoktan başlamış durumda.

Muğla bölgesinde yaşayan yurttaşlar olarak bizler de adaletsiz su yönetiminin sonuçlarını somut  olarak her geçen yıl daha derinden hissediyoruz. Geçtiğimiz yaz Milas ve Bodrum bölgesi, insan hakkı olan yeraltı  ve baraj sularının DSİ tarafından termik santrallere tahsis edilmesi nedeniyle şiddetli bir susuzluk yaşadı.  Muğla'nın birçok ilçesinden sivil toplum örgütleri ve doğa dostları bu haksızlığa karşı çıkmak üzere bir araya geldik. 08.11.2023 tarihinde yaptığımız basın açıklamasında, Muğla'nın su bütçesinden bu şirketlere bedava kullandırılan suyun, öncelikle insanların ve  tüm canlıların hakkı olduğunu söyledik  ve DSİ'yi protesto ettik. DSİ'den termik santralleri işleten şirketlerle yaptığı su tahsisi protokollerini iptal etmesini istedik,  bunun için DSİ'ye dilekçeler verdik.

Su hakkımıza el konulması yalnızca termik santrallere su tahsisleri ile sınırlı değil. Kamusal varlık olan suyun özelleştirilerek metaya dönüştürülmesinin başka birçok boyutu var. Su kaynaklarının suyu şişeleyerek satmak üzere özelleştirilmesi, maden şirketlerine sınır tanımaksızın verilen ruhsatlarla akiferlerin, onları koruyan ormanların, akarsuların yok edilmesi, endüstriyel kullanımla suyun kirletilerek doğaya geri bırakılması gibi birçok sorunu bir arada yaşıyoruz. Termik santrallerin suya el koyması üzerine bir araya gelen bizler, bu çok boyutlu el koymaya karşı güçlü bir mücadelenin gerekliliğini değerlendirerek, birlikteliğimizi örgütlü bir mücadeleye dönüştürmek üzere çalışmalarımızı sürdürdük.  Kuruluş çalışmalarımızı tamamladığımız bugün itibarı ile mücadelemize Muğla Su İnisiyatifi ismi ile devam edeceğimizi kamuoyu ile paylaşmaktan mutluluk duyuyoruz.

Amacımız; Muğla, Türkiye ve dünya genelinde suyun ticarileştirilmesine, sulara, sucul sistemlere el  konulmasına, zarar verilmesine karşı, politik bir perspektifle mücadele etmek, yaşamı savunmaktır. Talebimiz, bir parçası olduğumuz doğanın, canlıların somut yaşam içindeki karşılığı  Muğlalılar olarak, Muğla'nın suyunun bugünü ve geleceği hakkında, yörede yaşayanlarla birlikte karar vermektir. 
Bu amaçla yürüteceğimiz mücadelemizde şu ilkeleri temel alıyoruz:
  • Su, insan dahil tüm canlıların yaşam unsuru ve doğanın hakkıdır; satılamaz, su ve su havzası ticarileştirilemez, el konulamaz, su kaynaklarına zarar verici faaliyetlere izin verilemez.
  • Ekosistemleri besleyen su havzalarının suyu, ekosistemlerin dengesini bozacak şekilde başka yere taşınamaz.
  • Suyun yönetimi politiktir. Su eylemliliğinin politik yönünü insanların ve ekosistemlerin ihtiyaçları belirler; hiçbir siyasi parti, oluşum, gerçek veya tüzel kişi  belirleyici değildir. Suyun nasıl yönetileceğine halkın karar vermesi esastır. 
  • Muğla Su İnisiyatifi, işleyişinde  katılımcılığı ve toplumsal cinsiyet eşitliğini esas alır, katılımcı demokrasi ilkeleri doğrultusunda kararları birlikte üretir, çoğulcu anlayışla çalışmalarını yürütür. 
Suyun ticarileştirilmesinin, su kaynaklarına el konulmasının yalnızca Muğla'nın yerel sorunu olmadığının da farkındayız. Devletin sermaye ile el ele belirlediği politikalarla, müştereklerimiz sermayenin kullanımına sunuluyor. Kamusal varlık olan su kaynaklarına yalnızca Muğla'da ya da ülkemizde değil, dünyanın  her yerinde aynı  şekilde  el konulmaya çalışıldığını biliyoruz. Suyun ticarileştirilmesinin, su kaynaklarına el konulmasının yalnızca Muğla'nın değil ülkemizin, dünyanın sorunu olduğunun farkındayız. Bu anlamda yerel, ulusal ve uluslararası düzeyde “yeryüzünün tüm canlıların ortak yaşam alanı olarak kalması için” yürütülen mücadelelerden ayrı durmamız da söz konusu olamaz.

Muğla'daki tüm sivil toplum örgütlerini ve yurttaşları ortak su hakkı mücadelemizi büyüterek bir 'kent savunması' na dönüştürmek  üzere  omuz vermeye davet ediyoruz.  
Su Hakkımızı Birlikte Savunacağız!
Kamuoyuna Saygılarımızla,
28.12.2023
Muğla Su İnisiyatifi

Eşsözcüler: Sebahat Genç, Serdar Denktaş
Eposta: muglasuinisiyatifi@gmail.com
X: @msuinisiyatifi
İnstagram: @muglasuinisiyatifi
Fb: facebook.com/groups/muglasuinisiyatifi

21 Kasım 2023 Salı

Muğla Su İnisiyatifi yola çıktı

8 Kasım 2023 tarihinde DSİ önünde yapılan basın açıklaması ile başlayan süreçte Muğla'da örgütlü bir su hakkı mücadelesi başlatmak üzere dün ilk toplantı gerçekleştirildi.

DSİ önünde yapılan basın açıklamasında  termik santrallere su tahsisi yapması nedeni ile Bodrum Yarımadasında yaşanan susuzluğa dikkat çekilmiş ve DSİ'nin santralleri işleten şirketlerle yaptığı su tahsisi protokollerinin iptali istenmişti. Daha sonra 455 yurttaş kuruma bu yönde dilekçe vermişti.

Basın açıklamasına imza veren Muğla genelinde 72 örgütün temsilcileri dün yaptıkları toplantıda Muğla genelinde tüm canlıların yaşam hakkı olan suyun  ticarileştirmesine, su kaynaklarına el konulmasına,  yok edilmesine ve kirletilmesine karşı ortak mücadele etme kararı aldılar. Toplantının ardından yapılan açıklamada; "Muğla Su İnisiyatifi, Muğla genelinde suyun kullanılmasının tüm biçimleri ile ticarileştirilmesine, su kaynaklarına el konulmasına karşı bütüncül bir anlayış ve politik bir perpektifle mücadele etmek üzere, suyun yönetiminde karar verici olmayı amaçlayarak çalışmaya başlamıştır" denilerek  bundan sonraki süreçte bu amaçla örgütlenme çalışmalarına devam edileceği bildirildi.



6 Kasım 2023 Pazartesi

Gökova Taş Ocağı Davasında Danıştay 'Çed Gerekli Değil' Kararını Esastan İptal Etti

Gökova'da taş ocaklarının çıkardığı toz

Özmet Makine Ticaret ve Sanayi Ltd. Şirketi'nin Gökova Mahallesi, Tembeller Dağı Mevkiinde yapmayı planladığı "II-A Grubu Maden (Kalker) Ocağı Kırma Eleme Tesisi, Hazır Beton Santrali ve Beton Parke Büz Üretim Tesisi" projesi hakkında Muğla Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü tarafından verilen  "Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) Gerekli Değildir" kararının iptali için MUÇEP Gökova Meclisi'nin girişimi ile açılan davada Muğla 1. İdare Mahkemesi 21.3.2023 tarihinde Yürütmeyi Durdurma Kararı vermişti. Muğla Valiliği ve Şirketin avukatlarının Danıştay'a birlikte  yaptıkları temyiz başvurusu karara bağlandı.

Danıştay 4. Dairesi tarafından esastan görüşülen davanın kararında "temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir." denilerek, Muğla 1. İdare Mahkemesinin 'çed gerekli değildir'  kararının yürütmesini durdurma kararını kesin olarak onanmasına 12.10.2023 tarihinde oybirliği ile karar verdi.

Uydudan Gökova'da faaliyet gösteren taş ocaklarının oluşturduğu çevresel tahribatın görüntüsü

Bölgedeki diğer tesislerin kümülatif etkisi dikkate alınmadı

Yürütmeyi Durdurma kararı verilirken hazırlanan bilirkişi incelemesi raporunda "bölgede başka açık ocak madencilik faaliyetlerinin sürdürülmekte olduğu, bu açık ocak maden işletmelerinin kümülatif etkilerinin proje tanıtım dosyasında göz ardı edilmiş olduğu, alınması planlan önlemlerin toz çıkışını engelleyen değil azaltan tedbirler olduğu, proje tanıtım dosyasındaki eksik hesaplamaya bağlı olarak oluşacak toz konsantrasyonunun doğru biçimde öngörülmesine olanak bulunmadığı" belirtilmişti.

Yoğun olarak zeytincilik yapılan bölgede taş ocaklarının faaliyetinden zarar gören çiftçiler ve Gökova mahallesi sakinleri  taş ocaklarının faaliyetlerinin sonlandırılması için Muğla Valiliği'ne ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'na dilekçeler göndermiş ancak sonuç alamamışlardı. MUÇEP Gökova Meclisi'nden yapılan açıklamada, Danıştay'ın bu kararının bölgede toz çıkararak faaliyet yürüten tüm tesisler açısından emsal niteliğinde olduğu ve yeni bir idari süreç başlatacakları belirtildi.

Gökova Mahallesi'nin içinden geçen iş makineleri


4 Kasım 2023 Cumartesi

Su Hakkımızı Talep Ediyoruz! - MUÇEP'ten basın açıklamasına davet

 


Değerli Muğlalılar, Sivil Toplum Örgütü Yöneticileri, Siyasi Parti Yöneticileri, Belediye Yöneticileri,

Muğla bölgesi halkı, yargı kararına rağmen faaliyetlerine devam eden üç termik santral nedeniyle uzun yıllardır çok büyük ekolojik, sosyal ve ekonomik yıkımlarla karşı karşıyadır. 1996 yılında Yatağan, Yeniköy ve Kemerköy termik santralleri için çevreye verdikleri zararlar nedeni ile kapatma kararı verilmiş ancak bu karar hala uygulanmadığı için santrallerin neden olduğu tahribat katlanarak devam etmektedir.

Ekolojik yıkımların yeni bir boyutunu Muğlalıların su hakkının gasp edilmesi ile birlikte yaşamaya başladık. Halkın içme ve kullanma suyu ihtiyacı  öncellikle karşılanması gerekirken bölgemizin su varlıkları hukuksuz şekilde faaliyetlerini sürdüren termik santrallerin kullanımına tahsis edilmesi nedeni bugün susuzlukla karşı karşıyayız. Bodrum'da yaşanan su bütçesi açığının ve su yetersizliğinin temel nedeni budur. Hukuksuz su tahsisine devam edildiği takdirde susuzluk sorunu gelecekte Muğla bölgesinin tamamına yayılacaktır. Devlet Su İşleri'nin Su Tahsisi Yönetmeliği'ne aykırı olarak yaptığı bu tahsise karşı tüm Muğlalılar olarak su hakkımızı birlikte savunmamız yaşamsal bir zorunluluğa dönüşmüştür.

8 Kasım 2023 Çarşamba günü saat 11:00'de  Muğla'da DSİ Şube Müdürlüğü önünde gerçekleştireceğimiz basın açıklamasına tüm Muğlalıları davet ediyoruz. Basın açıklaması sonrasında yurttaşlar olarak su hakkımızın iade edilmesini  talep eden dilekçelerimizi DSİ'ye teslim edeceğiz. Dilekçe örneği basın açıklaması sırasında Muğla Çevre Platformu gönüllülerinden temin edilebilir.

Dayanışmayla,

Muğla Çevre Platformu